Choose Your Color

Tasavvuf Okulu Ders Notları

Hülasa

  • 04.09.2022
  • 261

Elhamdülillahi Rabbi’l-âlemin.

Vessalâtü vesselâmü âlâ seyyidina ve mürşidine Muhammedin ve alihî ve sahbihî ecmain.

Tasavvuf, İslam'ın emirlerini takva esasına göre yaşamanın adıdır. Daima ilahi sınırlara dikkat ederek Kur'an ve Sünnet çizgisinden dışarı çıkmamaktır. Bu sebeple tasavvuf bir üniversite, çeşitli târikatler ise bu üniversitenin farklı bölümleridir. Her birisinin nihai hedefi, hiç şüphesiz Kur'an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye çatısı altında toparlanmak, Efendimiz'in (s.a.v.) güzide ahlâkı ile ahlaklanmaktır.

Bilinmelidir ki, Kur'an-ı Kerim'in bütün ayetleri, adeta bizlere tasavvufu anlatmaktadır. Nitekim Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) ahlâkını soranlara, Hz. Aişe validemizin verdiği şu cevap bu konuyu ne güzel hulâsa etmektedir;

O'nun (s.a.v.) ahlâkı Kur'an idi!

"Tasavvuf ile Şeriat birbirinde farklı!" algısı büsbütün cehaletin göstergesidir. Bu hususta büyük velilerin sözleri pek çoktur. Nitekim bu yolun büyüklerinden Muhammed Nuri hazretleri buyurur; "Şeriatten parmak kadar ayrılan, doğu ile batı arası kadar tarîkatten ayrılmış demektir!" Nitekim Hak Dostları her türlü işlerinde bu hassasiyete özen göstermişler, Efendimiz'in (s.a.v.) sünnetinden ayrılmadan yaşamışlardır.

Tasavvuf, İslam'ın hassas ölçülerde yaşanmasıdır. Kişinin bu yoldan istifadesi de ibadetlerine gösterdiği hassasiyet nispetindedir. Allah Resulü (s.a.v.) buyururlar; "Nafile ibadetler, müminlerin Rabbine olan hediyesidir. Hediyelerinizi güzel yapın. Nitekim hediye, muhabbete sebep olur!" (Deylemî, el-Firdevsü bi Me’sûri’l-Hıtab c.4.s.306/6898)

YARATILIŞTA TASAVVUF

Yaratılışta tasavvuf, hayatın her safhasını (doğumdan ölüme kadar) içine alan bir esastır. Aziz Mahmud Hüdaî hazretleri bu hususta buyururlar; "İnsanın zahiri Kur'an'ın zahiri, insanın batını Kur'an'ın batınıdır." Velhasıl, insanoğlu bu hakikatle, adeta manevi bir kod ile yaratılmıştır.

ÖZDE HAZİNE

Yaratılış itibarı ile insanın içinde süregelen ruh ve nefis çatışması vardır. Tasavvuf, bu çatışmanın son bulmasını sağlayan, aslımıza uygun bir şekilde kemâlâta ulaşmamızı sağlayan tek çaredir. Hak dostları tasavvufu tarif ederken, güzel ahlaktan ibarettir buyurmuşlardır. Kalbin tezkiye ve tasfiyesi çok önemlidir. Bununla birlikte salike gereken, kalbi ile birlikte aklı ve diğer organlarının tezkiye ve tasfiyesi ile meşgul olmaktır!

RUH MADENİ

Tasavvuf, nefsi ruha arkadaş etmek, aralarını sulh etmektir. Bütün âzâlarımızda bu sulhu temin etmektir. Manevi güç ve kuvvetin temini bu şekilde mümkündür. Bu hususta sâlike gereken, her an (manevi anlamda) kendisini geliştirme çabası içinde olmasıdır.

Ayet-i Kerime'de bildirilen; "Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz." (Âl-i İmrân/139) emri gereğince gevşeklik göstermeden maddi-manevi terakki sağlamasıdır. Gece evrâd-ezkâr ile meşguliyet, sabah namazındaki feyz ve nuru artırmalı. Öğlen namazı daha ziyade şeklinde, her an bir terakki sağlanmalıdır. Nitekim Efendimiz'in (s.a.v.) şu ikâzı ne kadar ehemmiyetlidir; "İki günü aynı olan, [her gün ilerlemeyen, yeni bir şey öğrenmeyen] ziyan etti." (Beyhakî)

MÜKERREMİYET

İnsanı saygı değer, muhterem kılan husus, madde boyutu değildir. Eti kemiği değildir, onu onurlandıran! Cenab-ı Hak'a (c.c.) duyduğu muhabbeti, emri ilahiye olan iştiyakı, nehyi ilahilere karşı titiz ve hassas davranmasıdır. Tasavvuf, "İman'dan İhsana" olan bu yürüyüşün adıdır.

TERCİH

Tasavvuf, yalnızca dergâh, tekke, seccade, tesbih demek değildir. Hayatın baştan sona her alanını kulluk bilinci ile yaşamaktır. Tercih ise yaratılış gereği özümüzde bulunan bu kulluk bilincidir. Sâlikin tüm neşesi ve sevinci bundan ibarettir. Hazreti Mevlana ne güzel buyurur; “Kul oldum, kul oldum, kul oldum! Ben Sana KULLUKTA iki büklüm oldum. Kullar âzad olunca şâd olur; Ben Sana kul olduğumdan dolayı şâd oldum.”

Vel Hamdü Lillâhi Rabbil Âlemin.